Çocuklarda ve Gençlerde Sık Görülen Psikolojik Sorunlar
Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde görülen psikolojik bozuklukların sınıflandırılması, hem bireyin gelişim sürecine hem de yaşına göre normalden sapmaların fark edilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Ailenin durumu kabul ederek uygun bir yaklaşım benimsemesi, tedavi sürecinin başarısı ve çocuğun gelişimi için önemli bir destek unsurudur.
Çocuk ve Gençlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir?
Çocuk ve gençlerde DEHB, bireylerin etkin ve düzenli davranış sergilemesini zorlaştıran bir durumdur. DEHB; dikkati toplama ve sürdürme güçlüğü, dürtüsellik, huzursuzluk veya aşırı hareketlilik gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu bozukluğa sahip çocukların ve ergenlerin, dikkati kolaylıkla dağılabilir. Akademik ve sosyal yaşamda akranlarına göre daha fazla zorluk yaşayabilirler.
Çocuk ve Gençlerde Karşıt Olma – Karşı Gelme Bozukluğu ve Davranım Bozukluğu Nedir?
Erken çocukluk döneminde birey ile ebeveynleri arasında gelişen etkileşimler, “Bağlanma Stilleri”nin oluşumunda belirleyici rol oynar. Bağlanma stilleri, bireyin ileriki yaşamındaki sosyal ve romantik ilişkilerini şekillendirir. Erken dönemde güvenli bağlanma yaşayamayan çocuklar, ilerleyen süreçte Karşıt Olma – Karşı Gelme Bozukluğu geliştirebilir ve bu durum zamanla Davranım Bozukluğu’na dönüşebilir.
Araştırmalar nöropsikolojik işlevlerin yetersizliğinin bu bozuklukların oluşumunda etkili olabileceğini göstermektedir. Örneğin, düşük sözel zeka gibi faktörler, bireyin kendini ifade etmekte zorlanmasına ve dolayısıyla saldırgan davranışlar sergilemesine neden olabilir. Erken dönem risk faktörlerinin farkında olmak, bu tür bozuklukların önlenmesi ve yönetilmesi açısından büyük önem taşır.
Çocuk ve Gençlerde Kaygı Bozukluklarının Nedenleri
Kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar, akranlarına kıyasla daha duyarlı bir yapıya sahiptir ve olumsuz uyaranlardan daha fazla etkilenebilirler. Onların sakinleşmesini zorlaştırabilir ve günlük yaşamlarında çeşitli zorluklara yol açabilir. Erken çocukluk döneminde hastaneye yatış, ağır hastalık, kaza gibi travmatik deneyimler, kaygı bozukluklarının gelişimine zemin hazırlayabilir.
Ebeveynlerin tutumu da kaygı bozukluklarında önemli bir etkendir. Anne ve babanın kayıtsız ya da kopuk bir tutum sergilemesi veya tam tersine aşırı koruyucu ve kaygılı bir yaklaşım benimsemesi, çocuklarda kaygının gelişmesine neden olabilir. Çocuğun sosyal çevresinden uzaklaşmasına neden olan taşınmalar ya da stresli durumlarla başa çıkamama gibi faktörler de kaygı bozukluklarını tetikleyen unsurlar arasında yer alır.
Oluşturma Tarihi : 17.12.2024
Güncelleme Tarihi : 07.01.2025