Hipertansiyon, atardamarlar içindeki kan basıncının yüksek olması demektir. Bu yükseklik, önce damar sistemini yıpratmakla yola başlar ve sonrasında, damarları bozulan organların bizzat kendilerini de iflasa sürükleyerek yoluna devam eder. Öncelikle göz, böbrekler, kalp ve beyin olmak üzere, zaman içinde tüm organlar etkilenir.
İdeal Tansiyon Değeri Nedir?
Tıbbi kılavuzlara göre hipertansiyon teşhisi, yapılan ölçümlerin çoğunda büyük tansiyonun 140 mmHg ve/veya küçük tansiyonun 90 mmHg üzerinde ölçülmesi ile konur denilse de, ideal tansiyon değeri 120/80 mmHg'dır. Yüksek tansiyonun tedavi edilmeye çalışıldığı durumlarda hedef, tansiyonun 120/80 mmHg’ya indirilmesine yönelik değildir. Tedavi hedefi, 140/90, hatta 65 yaşın üzerindekilerde 150/90 mmHg’ya kadar belirlenebilmektedir.
Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir?
Hipertansiyon genellikle
- Baş ağrısı,
- Ense veya tepe ağrısı zonklaması,
- Baş dönmesi,
- Kulaklarda uğultu,
- Çarpıntı hissi,
- Bulantı gibi yakınmalarla ortaya çıkmaktadır.
Hipertansiyonun Tedavisinde Erken Teşhisin Önemi
Yüksek tansiyon vücutta uzun süredir yer edinmişse, vücut bazen belirtilere alışır. Tansiyon yüksek olduğu halde hiçbir şikâyetin olmaması ve kendini iyi hissetmek, ne yazık ki tansiyonun zarar vermemesi anlamına gelmez. Tüm damar sistemi, kalp ve diğer organlar, o sırada hissedilmese de zarar görebilir hatta iflasa sürüklenebilir. Hipertansiyonun erken teşhisinde rutin muayene ve tetkikler önem taşımaktadır.
Hipertansiyon Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?
Yaş: Hipertansiyon yaygın olarak ileri yaş hastalığı olarak bilinse de son yıllarda tüm dünyada hipertansiyona yakalanma yaş ortalamasının düştüğünü göz ardı etmemek gerekmektedir. Hipertansiyona erken yaşta yakalanmamak adına dengeli beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya dikkat etmek tavsiye edilmektedir.
Cinsiyet: Hipertansiyon 55 yaş üstü ortalamada kadınlarda, 50 yaş altı ortalamada ise erkeklerde daha sık rastlanan bir hastalıktır.
Sigara ve Alkol Kullanımı: Sigara ve alkol kullanımı birçok hastalığın başlıca nedenidir ve hipertansiyon riskini de artırdığı bilinmektedir.
Hareketsiz yaşam: Hareketsiz yaşam hipertansiyona ve kalp rahatsızlıklarına zemin hazırlamaktadır. Hekimler tarafından hipertansiyon hastalarına sağlık durumları ve yaşları dikkate alınarak düzenli egzersizler önerilmektedir.
Fazla Kilo: Fazla kilo hipertansiyon ve kalp hastalıkları riskini büyük oranda artırmaktadır.
Diyabet: Araştırmalara göre diyabet hastalarının hipertansiyona yakalanma riski diyabet hastası olmayanlara oranla fazladır. Bu nedenle diyabet hastalarının rutin muayene ve tetkiklerini ihmal etmemeleri çok önemlidir.
Tuz Tüketimi: Tuz tüketimini sınırlandırmamak hipertansiyon riskini artırmaktadır.
Stres: Stres hipertansiyonun birincil nedenlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Hipertansiyondan korunmak adına stres faktörlerinden uzak kalmak önerilmektedir.
Genetik Faktörler: Hipertansiyonun ortaya çıkmasında kalıtım önemli bir etkendir. Hipertansiyon hastalarının büyük bir bölümünün ailesinde hipertansiyon öyküsüne rastlanmaktadır.
Hipertansiyon Nasıl Tedavi Edilir?
Hipertansiyon (yüksek tansiyon) tedavisinde, hekimlerin en sık yaşadığı sıkıntı, insanların tansiyon ilaçlarına bakışıdır. Elbette tuz azaltılacak, elbette kilo verilecek, düzenli yürüyüş yapılacak ve elbette stresten kaçınılacak. Bunlar temel unsurlardır. Ama ciddi bir hipertansiyonla sadece bu önlemleri kullanarak baş etmek mümkün değildir.
Hipertansiyon tedavisinde, dengeli beslenme önemli bir yer teşkil etse de tek başına sarımsak, limon, kekik yağı, keten tohumu gibi gıdaları tüketmek genellikle teselliden öte bir değer taşımamaktadır. Bazı hastalar erken dönemde ilaca başlamak istemeyerek doktorun reçete ettiği ilaçları kullanmayabilmektedir. Hastanın durumu müsaade ediyorsa hekim tarafından öncelikle stresten kaçınmak, tuzu azaltmak, yürüyüş yapmak ve kilo vermek gibi önerilerde bulunularak ilaç verilmeyebilir ya da hafif dozda başlanabilir ancak doktor tarafından ilaç reçete edildiği takdirde tansiyon ilacına başlanmalıdır.
Bazı hastaların, bu ilaçları almanın böbrekleri veya karaciğeri yorduğu, hep ilaç almanın vücutta alışkanlık yapacağı ve ilaçlara bağımlı olmak istemedikleri gibi söylemleri olmaktadır. Organlar, böbrekler bu ilaçların alımından değil, alınmadığı ve hipertansiyon gereği gibi tedavi edilmediği için zarar görür. Uygun şekilde tedavi edilmeyen bir hipertansiyonun kanserden farkı yoktur.
Yüksek tansiyon kronik bir hastalıktır, ömür boyu takip ve tedavi gerektirmektedir. Hipertansiyon hastaları sağlıklı ve uzun bir yaşam için,
- Reçete edilen ilaçlarını düzenli kullanmalı,
- Hekimi dışında biri tarafından tavsiye edilen bilinçsiz ilaç tüketiminden kaçınmalı,
- Evde düzenli tansiyon ölçümünü yapmalı ve sıra dışı bir seviye fark ettiğinde hekimine müracaat etmeli,
- Beslenmesine dikkat etmeli,
- Düzenli egzersiz yapmalı ve rutin kontrollerini aksatmamalıdır.